17 Mart 2015 Salı

Diş hekimliğinden psikolojik danışmanlığa

Diş hekimliğinden psikolojik danışmanlığa

Üniversiteler arası yatay geçişte değişiklik yapılmasıyla 2014 Lisans Yerleştirme Sınavı başvurularının bitimine üç gün kala YÖK, tüm öğrencileri uyarmış, "Yatay geçiş imkânı var. Tüm sınavlara girin" diye açıklamada bulunmuştu. Elif Gök, bu imkandan faydalanan öğrencilerden birisi olarak bu süreci anlattı.

Elif Gök, Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde bir sene okuduktan sonra tam okulu bırakma kararı almışken, merkezi yerleştirme puanıyla başka bir bölüme yatay geçiş yapabileceğini öğrendi ve zor bir sürecin ardından istediği bölüm olan Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümüne geçiş yaptı. Gök, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümü'nde okuyor.

Diş hekimliğini tercih etmesinin belli bir sebebi olmadığını belirten Elif Gök, lisenin başından sonuna kadar sayısal okuduğunu ve ders durumunun bulunduğu her ortamda ortalamanın üstünde olduğunu bu yüzden çevresi tarafından sayısal bir bölüm okuma konusunda teşvik edildiğini dile getirdi. Gök, "Sayısal bir bölüm okumam bekleniyordu fakat sınava iki ay kala sayısal bir bölüm seçmek istemediğimi fark ettim. Eşit ağırlığa hazırlanmak istedim ama gerek ailem olsun gerek okuldan öğretmen çevrem olsun bu konuda bana pek destek olmadılar. Ben de onların dediğine uyup o kadar emek verdiğim sayısaldan devam ettim. Lisans Yerleştirme Sınavlarına girdim. Sonuç olarak 13 bin sayısal sıralamam vardı, o aralıkta gidebileceğim en mantıklı bölüm diş hekimliğiydi. Tercih listeme bölümü hiç istemesem de sadece diş hekimliği bölümlerini yazdım. Ailem özellikle annem çok daha fazla istekliydi, ben de sınav döneminden yeni çıkmıştım ve ikinci kere aynı dönemi yaşamamak için herhangi bir bölüme yerleşmek istedim" dedi.
Diş hekimliğinin ağır bir bölüm olduğunu söyleyen Elif Gök,şöyle devam etti:
"Benim açımdan ağır bir bölüm Diş hekimliği, yalnız ben bunu sadece benim çok zamanımı aldığından yola çıkarak söyleyebilirim. Orada okuduğum süre boyunca derslere hiçbir zaman adapte olamadım çünkü. Pratik dersler aldığınız bir bölüm, çoğu ödevi yardım almaksızın tamamlayamıyordum, el işlerinde hiç iyi değilimdir. Bu başarısızlık beni psikolojik açıdan bunalıma götürecek raddeye gelmişti. Bütün bunların yanında işinizi sürdürürken içinde bulunduğunuz çevre çok önem kazanıyor, ben o çevreye de uyum sağlayamamıştım. Asistanlar, ast üst ilişkileri, bir şekilde bana göre değildi. Okul bittiğinde okulu bırakma kararı almıştım zaten, merkezi yerleştirme puanıyla yatay geçişten de kanunun çıktığı ilk gün haberim oldu. Yavaş yavaş her üniversitenin internet sayfasında bu konuyla alakalı gereken belgeler, başvuru tarihleri falan yayınlanmaya başladı. Ben de bu konularla ilgili sürekli araştırma içerisindeydim." 

Yatay geçiş değişti

Bölümler arası yatay geçişin sık sık normal yatay geçişle karıştırıldığını belirten Gök, "Bizim başvurularımız normal yatay geçişten sonra, ağustosun sonuna doğru yapıldı. Gerekli belgeleri; transkript, öğrenci belgesi, başvuru dilekçesi, ders içerikleri falan üniversitelere bizzat getirip verdim. Başvurular ancak 15 Eylül'de açıklandı. Hemen 16 Eylül'de gelip okul kaydımı yaptırdım. Yalnız yatay geçişin her aşamasını bizzat kendin takip edip tek tek uğraşarak yapıyorsun çünkü bir üniversitenin prosedürünü diğeri bilmiyor, hatta kendi içinde birimlerin birbirinden haberi yok, epey zahmetli bir iş olduğunu söyleyebilirim" dedi.
Psikolojik Danışma ve Rehberlğin istediği bir bölüm olduğunu ve geçişten sonra çok zorlanmadığını söyleyen Elif Gök, "Pdr, sanırım sözel bir bölüm olduğu için burada okuyan insanlar çok daha samimi" diyerek sözel bölümlerde okuyanların daha sıcak insanlar olduklarını belirtti. Lisans Yerleştirme Sınavın'da tüm sınavlara girmesinin büyük bir etkisi olduğunu dile getiren Gök, "Geçen seneki puanımı kullanarak bir sene kaybetmeden istediğim bölümde okuyabiliyorum. Şimdiki bölümümden memnunum. Sözelci bir öğrenci miyim, bilmiyorum ama sözel alanlara daha çok ilgimin olduğu kesin. Girdiğim tüm derslerden her ne kadar henüz bölüm dersleri almasam da zevk alıyorum. Geçen seneye göre çok daha farklı şeyler öğrendiğimin farkındayım, bu da hoşuma gidiyor" dedi.
Gök, öğrenciler arasında sayısalcı ve sözelci ayrımı yapılması ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Açıkçası ben neyi, nasıl öğrenebilirim diye yaklaşmayı sayısal sözel ayrımından daha çok seviyorum. Geçen sene diş anatomisi öğreniyordum, ağzımı açıp ayna karşısında dişlerimi izliyordum. Bu sene psikoloji kuramlarını öğreniyorum, kitap başında bir şeyler okuyarak çalışıyorum. Sadece gerçekten ilgilendiğin bir alanda çalışıyorsan durumu içselleştirebiliyorsun, bence fark burada. Yalnız mesela biz de psikolojik danışman adayları olarak bir diş hekimi adayının yapabildiği gibi doğrudan vaka çalışmalarında bulunabilseydik daha güzel olabilirdi belki. Şimdilik sadece okuduğumuz kuramları çevremizde gözlemlemeye çalışıyoruz."
Elif Gök, hem sayısal hem sözel bölümde bulunmuş biri olarak gösterebileceği en önemli farkın sınıf arkadaşlarının profili olduğunu belirtti. Gök, "Diş hekimliğinde insanlar biraz daha hayatlarının merkezine okulu, dersleri koymak durumunda kalıyorlar, bu da onların modlarının düşmesine, aralarındaki ilişkilerin zaman zaman gerilmesine yol açabiliyor. Pdr öğrencilerine bakınca ise daha neşeli, daha sakin bir topluluk görüyorum" şeklinde konuştu.

Haber:
Betül SAÇAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder